Direkte Treffer

    Deutsch Türkisch
    ragen
    {vb} {vi}
    		 çıkıntı yapmak
    {vb}

    Indirekte Treffer

    Deutsch Türkisch
    der Ausleger
    {noun} {m}
    min.
    		 çıkıntı
    {noun}
    Beule
    {noun}
    		 çıkıntı
    {noun}
    Vorsprung
    {noun}
    		 çıkıntı
    {noun}
    der Überhang
    {noun} {m}
    		 çıkıntı
    {noun}
    die Auskragung
    {noun} {f}
    		 çıkıntı
    {noun}
    das vorstehen
    {noun} {n}
    		 çıkıntı oluşturmak
    {noun}
    Vortreten
    {vb} {vi}
    		 çıkıntı oluşturmak
    {vb}
    das hofieren
    {noun} {n}
    		 kur yapmak
    {noun}
    tun
    {vb} {vt}
    		 yapmak
    {vb}
    anstellen
    {vb} {vt}
    		 yapmak
    {vb}
    anfertigen
    {vb}
    		 yapmak
    {vb}
    verüben
    {vb}
    		 yapmak
    {vb}
    volltanken
    {vb} {vi}
    autom.
    		 ful yapmak
    {vb}
    tätigen
    {vb} {vt}
    		 yapmak
    {vb}
    handeln
    {vb}
    		 yapmak
    {vb}
    machen
    {vb}
    		 yapmak
    {vb}
    gutmachen
    {vb} {vt}
    		 iyi yapmak
    {vb}
    leiten
    {vb} {vt}
    		 yapmak
    {vb}
    konstruieren
    {vb} {vt}
    		 yapmak
    {vb}