Direkte Treffer

    Deutsch Türkisch
    die Sakristei
    {noun} {f}
    kutsal şeylerin saklandığı oda
    {noun}

    Indirekte Treffer

    Deutsch Türkisch
    die Heiligtümer
    {noun} {pl}
    kutsal şeyler
    {noun} {pl}
    die Blasphemie
    {noun} {f}
    kutsal şeylere küfretme
    {noun}
    salbungsvoll
    {adv}
    kutsal bir şekilde
    {adv}
    das Heiligtum
    {noun} {n}
    kutsal şey
    {noun}
    die Heiligtümer
    {noun} {pl}
    kutsal yerler
    {noun} {pl}
    das Heiligtum
    {noun} {n}
    kutsal yer
    {noun}
    wallfahren
    {vb} {vi}
    kutsal bir yeri ziyaret etmek
    {vb}
    versehren
    {vb} {vt}
    altm.
    kutsal saymak
    {vb} {vt}
    altm.
    unheilig
    {adv}
    kutsal olmayan
    {adv}
    das Heiligengrab
    {noun} {n}
    kutsal mezar
    {noun}
    das Weihwasser
    {noun} {n}
    kutsal su
    {noun}
    die Trinität
    {noun} {f}
    rel.
    kutsal üçlü
    {noun}
    sakral
    {adj}
    kutsal
    {adj}
    heilig
    {adj}
    rel.
    kutsal
    {adj}