Direkte Treffer

    Deutsch Türkisch
    klar
    {adj}
    açık
    {adj}
    klar
    {adj}
    açık seçik
    {adj}
    klar
    {adj}
    apaçık
    {adj}
    klar
    {adj}
    aydınlık
    {adj}
    klar
    {adj}
    belli
    {adj}
    klar
    {adj}
    berrak
    {adj}
    klar
    {adj}
    net
    {adj}
    klar
    {adj}
    sade
    {adj}
    klar
    {adj}
    şeffaf
    {adj}
    klar
    {adj}
    temiz
    {adj}

    Indirekte Treffer

    Deutsch Türkisch
    die Klarinette
    {noun} {f}
    mus.
    klarnet
    {noun}
    die Klarheit
    {noun} {f}
    açıklık
    {noun}
    der Klartext
    {noun} {m}
    açık metin
    {noun}
    der Klarlack
    {noun} {m}
    vernik
    {noun}
    klarlegen
    {vb}
    açıklamak
    {vb}
    der Klarinettist
    {noun} {m}
    klarnetçi
    {noun}
    die Klarinettistin
    {noun} {f}
    klarnetçi
    {noun}
    klar doch tabi canım
    die Klarinetten
    {noun} {pl}
    klarnetler
    {noun} {pl}
    klären
    {vb}
    açıklamak
    {vb}
    klären
    {vb}
    arıtmak
    {vb}
    klären
    {vb}
    aydınlanmak
    {vb}
    klären
    {vb}
    aydınlatmak
    {vb}
    klarstellen
    {vb} {vt}
    açıklamak
    {vb}
    klarerweise
    {adv}
    açıkça
    {adv}
    klardenkend
    {adj}
    altr.
    açık düşünceli
    {adj}
    altr.
    ja ist klar tabi canım
    die Klärung
    {noun} {f}
    aydınlama
    {noun}
    die Klarstellung
    {noun} {f}
    açıklık getirme
    {noun}
    das Klärwerk
    {noun} {n}
    atık su arıtma tesisi
    {noun}