Direkte Treffer

    Deutsch Türkisch
    die Rollstuhlfahrerin
    {noun} {f}
    tekerlekli sandalye kullanıcısı
    {noun}

    Indirekte Treffer

    Deutsch Türkisch
    der Rollstuhlfahrer
    {noun} {m}
    tekerlekli sandalye kulanan
    {noun}
    der Rollstuhl
    {noun} {m}
    tekerlikli sandalye
    {noun}
    der Kreditkartennutzer
    {noun} {m}
    kredi kartı kullanıcısı
    {noun}
    das Gestühl
    {noun} {n}
    sandalye donatımı
    {noun}
    Rollstühle
    {noun}
    tekerlekli koltuk
    {noun}
    der Rollstuhl
    {noun} {m}
    tekerlekli koltuk
    {noun}
    der Schaukelstuhl
    {noun} {m}
    salıncaklı sandalye
    {noun}
    das Dreirad
    {noun} {n}
    üç tekerlekli bisiklet
    {noun}
    das Stuhlbein
    {noun} {n}
    sandalye bacağı
    {noun}
    der Drehstuhl
    {noun} {m}
    döner sandalye
    {noun}
    der Hochstuhl
    {noun} {m}
    yüksek sandalye
    {noun}
    der Ohrensessel
    {noun} {m}
    kanat sandalye
    {noun}
    zweiräderig
    {adj}
    iki tekerlekli
    {adj}
    dreirädrig
    {adj}
    üç tekerlekli
    {adj}
    das Zweirad
    {noun} {n}
    iki tekerlekli
    {noun}
    vierrädrig
    {adj}
    dört tekerlekli
    {adj}
    der Sitz
    {noun} {m}
    sandalye
    {noun}
    der Stuhl
    {noun} {m}
    sandalye
    {noun}
    der Holzstuhl
    {noun} {m}
    ahşap sandalye
    {noun}