Direkte Treffer

    Deutsch Türkisch
    die Delikatesse
    {noun} {f}
    		 lezzetli yiyecek
    {noun}
    die Delikatessen
    {noun} {pl}
    		 lezzetli yiyecek
    {noun} {pl}
    die Feinkost
    {noun} {f}
    cook.
    		 lezzetli yiyecek
    {noun}

    Indirekte Treffer

    Deutsch Türkisch
    wohlschmeckend
    {adj}
    		 lezzetli
    {adj}
    schmackhaft
    {adv}
    		 lezzetli
    {adv}
    lecker
    {adj}
    		 lezzetli
    {adj}
    delikat
    {adj}
    		 lezzetli
    {adj}
    süffig
    {adj}
    		 lezzetli
    {adj}
    schmecken
    {vb} {vi}
    		 lezzetli olmak
    {vb}
    der Fraß
    {noun} {m}
    		 yiyecek
    {noun}
    die Verpflegung
    {noun} {f}
    		 yiyecek
    {noun}
    die Speise
    {noun} {f}
    cook.
    		 yiyecek
    {noun}
    das Nahrungsmittel
    {noun} {n}
    		 yiyecek
    {noun}
    nahrung
    {adj}
    		 yiyecek
    {adj}
    der Nährstoff
    {noun} {m}
    		 yiyecek
    {noun}
    die Kost
    {noun} {f}
    ius.
    		 yiyecek
    {noun}
    das Essen
    {noun} {n}
    		 yiyecek
    {noun}
    kulinarisch
    {adj}
    		 çok lezzetli
    {adj}
    Sehr lecker! çok lezzetli!
    die Nahrungssuche
    {noun} {f}
    		 yiyecek arama
    {noun}