Direkte Treffer

    Deutsch Türkisch
    zurechtsetzen
    {vb} {vt}
    		 haklı olarak koymak
    {vb}

    Indirekte Treffer

    Deutsch Türkisch
    rechtfertigen
    {vb} {vt}
    		 haklı çıkarmak
    {vb}
    die Rechtfertigung
    {noun} {f}
    		 haklı çıkarma
    {noun}
    das aufschichten
    {noun} {n}
    		 kat kat koymak
    {noun}
    rechtfertigen
    {vb} {vt}
    		 kendini haklı çıkarmak
    {vb}
    einziehen
    {vb} {vi}
    		 el koymak
    {vb}
    konfiszieren
    {vb} {vt}
    		 el koymak
    {vb}
    rechtfertigend
    {adj}
    		 haklı göstermek
    {adj}
    im Recht
    {adj}
    		 haklı
    {adj}
    gerechtfertigt
    {adj}
    		 haklı
    {adj}
    tun
    {vb} {vt}
    ugs.
    		 koymak
    {vb}
    hinstellen
    {vb}
    		 koymak
    {vb} {vi}
    stellen
    {vb} {vt}
    		 koymak
    {vb}
    abstellen
    {vb}
    		 koymak
    {vb} {vi}
    auferlegen
    {vb}
    		 koymak
    {vb} {vi}
    platzieren
    {vb} {vt}
    		 koymak
    {vb}
    legen
    {vb} {vt}
    		 koymak
    {vb}
    vorlegen
    {vb} {vt}
    		 öne koymak
    {vb}
    rechthaberisch
    {adj}
    		 daima haklı olduğunu iddia eden
    {adj}
    verantworten
    {vb} {vt}
    		 kendini haklı göstermek
    {vb}