Direkte Treffer

    Deutsch Türkisch
    der Richterstuhl
    {noun} {m}
    hakim kürsüsü
    {noun}

    Indirekte Treffer

    Deutsch Türkisch
    der Zeugenstand
    {noun} {m}
    tanık kürsüsü
    {noun}
    die Zeugenbank
    {noun} {f}
    law.
    tanık kürsüsü
    {noun}
    die Pressetribüne
    {noun} {f}
    basın kürsüsü
    {noun}
    die Bütt
    {noun} {f}
    konuşma kürsüsü
    {noun}
    vorherrschend
    {adj}
    hakim
    {adj}
    der Richter
    {noun} {m}
    law.
    hâkim
    {noun}
    beherrschbar
    {adj}
    hakim olunabilir
    {adj}
    selbstbeherrscht
    {adj}
    kendine hakim
    {adj}
    die Selbstbeherrschung
    {noun} {f}
    kendine hakim olma
    {noun}
    marktführend
    {adj}
    econ.
    piyasaya hakim
    {adj}
    nervenstark
    {adj}
    sinirlerine hakim
    {adj}