Direkte Treffer

    Deutsch Türkisch
    frei
    {adj}
    		 özgür
    {adj}
    emanzipiert
    {adj}
    		 özgür
    {adj}

    Indirekte Treffer

    Deutsch Türkisch
    die Freiheit
    {noun} {f}
    		 özgürlük
    {noun}
    Freiheiten
    {noun}
    		 özgürlük
    {noun}
    der Freigeist
    {noun} {m}
    		 özgür ruh
    {noun}
    die Willensfreiheit
    {noun} {f}
    		 özgür irade
    {noun}
    der Liberalist
    {noun} {m}
    		 özgürlükçü
    {noun}
    libertär
    {adj}
    		 özgürlükçü
    {adj}
    emanzipatorisch
    {adj}
    		 özgürlükçü
    {adj}
    freiheitlich
    {adj}
    		 özgürlükçü
    {adj}
    der Freidenker
    {noun} {m}
    		 özgür düşünen
    {noun}
    freiheitsliebend
    {adj}
    		 özgürlük seven
    {adj}
    der Freiheitsbegriff
    {noun} {m}
    		 özgürlük kavramı
    {noun}
    der Freiheitskampf
    {noun} {m}
    		 özgürlük kavgası
    {noun}
    die Freiheitsstatue
    {noun} {f}
    		 Özgürlük Heykeli
    {noun}
    der Freiheitskämpfer
    {noun} {m}
    		 özgürlük savaşçısı
    {noun}
    die Freiheitskämpferin
    {noun} {f}
    		 özgürlük savaşçısı
    {noun}
    der Freiheitsentzug
    {noun} {m}
    		 özgürlük kısıtlaması
    {noun}
    die Freiheitsberaubung
    {noun} {f}
    		 özgürlükten mahrumiyet
    {noun}
    die Emanzipation
    {noun} {f}
    		 özgürlüğüne kavuşturma
    {noun}
    emanzipieren
    {vb} {vt}
    		 özgürlüğüne kavuşturmak
    {vb}
    die Freiheitsentziehung
    {noun} {f}
    		 özgürlükten yoksun bırakma
    {noun}