Direkte Treffer

    Deutsch Türkisch
    bereits
    {adv}
    		 önceden
    {adv}
    schon
    {adv}
    		 önceden
    {adv}
    voraus
    {adv}
    		 önceden
    {adv}
    vorher
    {adv}
    		 önceden
    {adv}
    vorweg
    {adv}
    		 önceden
    {adv}
    zuvor
    {adv}
    		 önceden
    {adv}
    vordem
    {adv}
    		 önceden
    {adv}

    Indirekte Treffer

    Deutsch Türkisch
    die Vorwarnung
    {noun} {f}
    		 önceden uyarı
    {noun}
    die Vorankündigung
    {noun} {f}
    		 önceden duyuru
    {noun}
    antizipieren
    {vb} {vt}
    		 önceden sezmek
    {vb}
    vorheizen
    {vb} {vt}
    		 önceden ısıtmak
    {vb}
    vorglühen
    {vb} {vi}
    ugs.
    		 önceden ısıtmak
    {vb} {vi}
    ugs.
    vorglühen
    {vb} {vi}
    autom.
    		 önceden ısıtmak
    {vb} {vi}
    vorfabrizieren
    {vb} {vt}
    		 önceden üretmek
    {vb} {vt}
    die Prophezeiung
    {noun} {f}
    		 önceden bildirme
    {noun}
    die Voraussage
    {noun} {f}
    		 önceden bildirme
    {noun}
    die voraussagen
    {noun} {pl}
    		 önceden bildirme
    {noun} {pl}
    die Vorhersage
    {noun} {f}
    		 önceden bildirme
    {noun}
    vorhersagen
    {vb} {vt}
    		 önceden bildirme
    {vb}
    die Voranmeldung
    {noun} {f}
    		 önceden bildirme
    {noun}
    die Vorausplanung
    {noun} {f}
    		 önceden planlama
    {noun}
    vorkochen
    {vb} {vt}
    		 önceden pişirmek
    {vb}
    prophezeien
    {vb} {vt}
    		 önceden bildirmek
    {vb}
    vorhersagen
    {vb} {vt}
    		 önceden bildirmek
    {vb}
    die Vorherbestimmung
    {noun} {f}
    		 önceden belirleme
    {noun}
    vorausplanen
    {vb} {vt}
    		 önceden planlamak
    {vb}
    die Vorherbestimmung
    {noun} {f}
    		 önceden belirleme
    {noun}